8 Nisan 2009 Çarşamba

kumsalda bir başıma

Deniz kenarında yürüyorum.

Ayağımda geçen yazdan kalan terliklerim

Yüreğimde de yazdan kalan sen.

Deniz dalgalı hırçın bugün

Neden bilmiyorum ama sanki bir şeylerin hesabını soruyor sanki bana

Kumsalda çocuklar var kumdan kale yapıyorlar.

Dalgaların yıkacağını bildikleri halde çocuksu bir sevinçle ve de inançla dikiyorlar kulelerini dalgalara karşı

Benim kulelerim de böyleydi işte.

Gideceğini bile bile yaptım onları çıktım birer birer.

Yıkıp gidecektin bir hırçın dalga gibi ama yılmadım.

Hiç yıkılmaz die kandırdım kendimi.

Uyumadım yemedim içmedim didindim. Ne için?

Tüm bu yaptıklarım senin için.

Üşümeden üşenmeden bekledim.

Günler geçti aylar geçti yıllar geçti sen geçtin.

Şimdilerde kumsallara çıkmıyorum.

Dalgaların yerle bir edeceği kumdan kalelere tahammülüm de yok.

Eskiden çok eskiden sabahlara kadar adını sayıkladığım duvarlarda şimdi sana ve senin bıraktığın kokuya lanetler yağıyor.

Kimseler yokken bağırdığım hoplayıp zıpladığım sinirimden duvarlara vurduğum başım da yalnız şimdi.

Üşümüyorum. Üşenmiyorum yine

Ama bu sefer senin için değil ! kendim için yaşıyorum hayatı.

Bir kez daha yoluma çıkma diye

bir kez daha hayatıma girme diye kapattım gönlümden sana giden yolları.

Çektim kırmızı kalın çizgileri giydin çelikten yeleğimi ve bekliyorum.

Bana doğru koşup geldiğinde

seni ülkeme almamak için savaşmayı bekliyorum.

Bu sefer giremeyeceksin içeriye ve

hükmedemeyeceksin özgür bedenime

Hiç yorum yok: